16 Temmuz 2011 Cumartesi

Pazarlamanın Tanımı, Dünü ve Bugünü

Pazarlama çok eski asırlardan beri var olan bir işletme faaliyetidir. Pazarlama denilince aklımıza ilk gelen tanım: Pazarlamanın bir satış işlemi olduğudur. Bu tanım doğru olmakla birlikte dar kapsamlı bir tanımdır. Bilgi çağında yaşadığımız bu asırda pazarlamayı: Bir iş fikrinin ortaya çıkmasından başlayıp işletmenin bütün faaliyetlerini içine alan, tüketiciye  ürünün satışı ve satış sonrası hizmetleri de sunan bir işletme yaklaşımı olarak kabul edebiliriz.
Bu tanımı daha bilimsel bir jargonla ifade edecek olursak Amerikan Pazarlama Derneğinin tanıma bakmak yeterli olacaktır.
-Pazarlama, bireysel ve kurumsal amaçları tatmin edecek değişimleri sağlamak üzere mal, hizmet ve fikirlerin şekillendirilmesi, fiyatlandırılması, dağıtımı ve tutundurulmasını planlama ve uygulama sürecidir.

Ünlü pazarlama gurusu Phılıp Kotler'in pazarlama tanımına bakacak olursak: Pazarlama, karşılanmamış gereksinimleri ve talepleri saptayan; bunların büyüklüğünü ve olası kârlılığını tanımlayıp ölçen; organizasyonun hangi hedef pazarlara en iyi şekilde hizmet verebileceğini belirleyen; seçilen bu pazarlara hizmet edecek uygun ürünlere, hizmetlere ve programlara karar veren; ve organizasyondaki herkesin müşteriyi düşünüp ona hizmet etmesini isteyen işletme fonksiyonudur.

Pazarlamanın tarihi gelişimini incelediğimiz zaman karşımıza 4 gelişim süreci çıkmaktadır.

1. Üretim anlayışı dönemi:
Bu dönemde işletmeler ne üretirsem onu satarım mantığında idi. Bu düşünce o zamanlar için geçerli bir düşünce idi. Çünkü piyasalarda talep açığı vardı ve işletmeler ürettikleri mal ve hizmetleri satabiliyorlardı. Kitlesel üretim henüz yerini almamıştı. İşletmelerin müşteri memnuniyeti sağlamak gibi bir düşünceleri yoktu. 1929 ekonomik buhranından sonra bu anlayış değişmeye başladı verimlilik ve kalite gibi unsurlar ön plana çıkmaya başladı.

2.Satışın ön plana çıktığı dönem:
Bu dönemde kitlesel üretime geçilmiş ve arz talebi aşmaya başlamıştır. Artan rekabet koşullarında işletmeler ürünlerini satmak için çeitli tutundurma faaliyetlerine girmiştir. Ancak bu dönemde de müşteri memnuniyeti gözetilmemiştir.

3.Pazara ve pazarlamaya yönelik dönem:
Bu dönemde kitlesel üretimde artış görülmektedir. Tüketici istek ve gereksinimlerinin dikkate alındığı bir anlayış ortaya çıkmaya başlamıştır. Rekabet yoğunlaşmış, işletmelerin bünyelerinde ilk kez pazarlama departmanları kurulmaya başlamıştır. Aynı zamanda mal ve hizmet arzı talebi önemli ölçüde aşmaya başlamıştır.
4.Modern pazarlama dönemi:
İşletmeler toplumsal projelerde boy göstermeye başlamış, tüketici hakları gibi konular gündeme gelmiştir. Tüketiciyi satın alma gibi bir eyleme yönlendirmek yerine bilgilendirme çabası hakim olmaya başlamıştır.
Tüketici gereksinimlerinin ön plana çıktığı bir pazarlama anlayışının hakim olduğu bir dönemdir.

Günümüz itibariyle her ne kadar müşteri odaklı bir pazarlama anlayışının olduğu ya da olması gerektiği söylense de, özellikle Türkiye'nin bu konuda kat edeceği çok yol var. Ayrıca belirtmeliyim ki müşteri odaklı pazarlama yerine insan odaklı (insancıl) pazarlama demek bence daha makul olmaktadır. Unutmayalım ki pazarlama işletme içi süreçleri de içine alan, dolayısıyla çalışanların haklarını ve iyi bir iş ortamının oluşturulmasını da kapsayan bir süreçtir. Bu yazımı burada noktalamak istiyorum. Bir daha ki makalemi SWOT analizi ile ilgili yazmak istiyorum. Ayrıca fikir ve düşüncelerinizi yorum olarak yazmayı unutmayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder